Öz Şefkat: Türk Üniversite Öğrencileri Arasında Daha İyi Duygusal Sağlık ve İyi Olma Anahtarı

Yayın Tarihi | 05 May 2024, Sunday

Türk üniversite öğrencilerinin zihinsel sağlık manzarasını anlamada önemli bir ilerleme kaydeden bu son kesitsel çalışma, Gökmen Arslan liderliğinde, işlevsiz ebeveyn modları, öz-şefkat, duygusal sıkıntı ve öznel iyilik hali arasındaki karmaşık ilişkiyi aydınlatmaktadır. Türkiye'nin çeşitli kamu üniversitelerinden 395 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen bu çalışma, eğitim ortamlarında zihinsel sağlık ve iyilik haline yaklaşımları devrim niteliğinde değiştirebilecek içgörüler sunmaktadır.

 

Ebeveyn Etkisinin ve Öz-Şefkatin Karmaşık Ağı

Cezalandırıcı ve talepkar davranışlarla nitelendirilen işlevsiz ebeveyn modları, bireylerin içlerinde kendilerini değersiz veya sevilemez hissettiren olumsuz bir iç ses oluşturur. Çocukluk deneyimlerinden kaynaklanan bu içselleştirilmiş sesler, yetişkinlikte sosyal-duygusal işlevsellik ve zihinsel sağlık üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu tür ortamlarda yetişen öğrenciler, genellikle daha yüksek düzeyde duygusal sıkıntı, anksiyete, depresyon ve düşük özsaygı yaşar, sağlıklı ilişkiler kurma yeteneklerini etkiler ve madde bağımlılığı ve diğer riskli davranışlar riskini artırır.

 

Ancak, çalışma öz-şefkatte bir umut ışığı olduğunu ortaya koyar; bu kavram, kişisel yetersizlikler ve zor durumlar karşısında kendine karşı nazik ve anlayışlı olmayı içerir. Bu uygulama, öz-nezaket, farkındalık ve ortak insanlık duygusu temeline dayanır, bireylerin kendilerini kabul etmelerini ve affetmelerini sağlar, duygusal direnç geliştirir.

 

Ana Bulgular: Öz-Şefkatin Arabulucu Rolü

Araştırma bulguları, işlevsiz ebeveyn modları ile üniversite öğrencilerinde duygusal sıkıntı arasında önemli bir ilişki olduğunu göstermektedir. Ancak daha da önemlisi, öz-şefkatin arabulucu rolünü vurgular. Öz-şefkat, duygusal sıkıntı ile negatif olarak ilişkilidir ve öznel iyilik hali üzerinde pozitif bir etkiye sahiptir. İşlevsiz ebeveyn modlarının öğrencilerin duygusal sağlığı ve iyilik hali üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletir. Özünde, öz-şefkat işlevsiz ebeveyn modları ile duygusal sıkıntı arasındaki ilişkiyi kısmen, öznel iyilik hali üzerindeki etkiyi tamamen arabuluculuk yapar.

 

Çalışma önemli bir ilerleme olarak işaret edilse de, birtakım sınırlılıklarını kabul eder. Kendi bildirim araçlarına dayanması potansiyel yanlılıklar oluşturur ve kolaylık örnekleme yöntemi, bulguların tüm Türk üniversite öğrencilerine genellenmesi konusunda soru işaretleri yaratır. Bu sınırlılıkları gidermek için gelecek araştırmalar, bu ilişkilerin daha derinlemesine anlaşılmasını sağlamak amacıyla farklı veri toplama yöntemleri, niteliksel çalışmalar ve uzunlamasına araştırmaları benimseyebilir.

 

Zihinsel Sağlık Uygulamaları için Sonuçlar

Sınırlılıklarına rağmen, çalışmanın bulguları eğitim ortamlarında zihinsel sağlık uygulamaları için önemli sonuçlar taşır. Danışmanlık süreçlerine ve sınıf aktivitelerine öz-şefkat stratejilerini entegre ederek, zihinsel sağlık profesyonelleri, öğrencilerin duygusal sıkıntıları yönetme yeteneklerini artırabilir ve genel iyilik hallerini iyileştirebilir. Mindfulness ve öz-nezaket stratejilerini dahil etmek, öğrencilerin işlevsiz aile geçmişleri gibi zor durumlarla daha etkili bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olabilir.

 

Sonuç: Daha İyi Bir İyilik Hali için Öz-Şefkati Benimsemek

Sonuç olarak, çalışma, üniversite öğrencileri arasında duygusal sağlık ve öznel iyilik hali üzerinde öz-şefkatin direnç faktörü olarak önemini vurgular. Öz-şefkati benimseyerek, öğrenciler işlevsiz aile geçmişlerinin yarattığı zorluklarla başa çıkmak için kendileriyle daha sağlıklı bir ilişki geliştirebilirler. Bu araştırma, zihinsel sağlıkta daha şefkatli bir yaklaşımın yolunu açar ve öğrenci iyilik haline daha bütüncül bir yaklaşım için terapötik süreçlere öz-şefkati dahil etme ihtiyacını vurgular.

 

Link: https://link.springer.com/article/10.1007/s12187-023-10063-9